24 Mayıs 2009 Pazar

geçen gün ne oldu biliyor musun?


üç arkadaş oturmuşuz nevizade'nin en ucuza bira satan mekanında, içkinin de etkisiyle hararetli bir tartışmaya girmişiz. konu; kadınların sanatta neden tarih boyunca erkekler kadar aktif olamadığı, erkekler kadar tarihte adı geçmediği. ortamdaki tek kadın olmam nedeniyle bir yandan kendimi de savunuyormuş gibi hissediyorum ve aklıma gelen her türlü nedeni ortaya koyuyorum. ancak; yaklaşık 2 saat boyunca saydığım nedenler geçerli görülmüyor ki tartışma aynı hararetle devam ediyor. en sonunda erkeklerin vücut yapısının kadınlara göre daha kaslı olması nedeniyle, kadınları istedikleri kadar engelleyebileceklerini ve üstüne de söylenebilecek en abzürd şeyi söyledim:' e yani, mortal combat'ta sonya'nın goro karşısında ne kadar şansı olabilir ki?'. kısa bir sessizlik ve dumur anının yerini gülme krizi aldı, bunu çürütecek anti-tez bulunamadığı için de 2 saatlik tartışmanın konusu yön değiştirdi.(sarhoş tartışmaları asla tamamıyla son bulmaz.) sonuç: suzmeyougurt wins!

4 mikmik!:

Adsız dedi ki...

tarihde sanatta erkeklerin daha adları geçiyor çünküm bi çoğu gay böle kadınlardan daha hisli insalarda ondan cağnım.:D. ayrıcana yerim seni mortal combat olayına koptum sabah sabah:D gerçi öğlen oldu ama olsun.

suzmeyougurt dedi ki...

veya kadınlar kadar hisli diyelim:)

Adsız dedi ki...

yok ya o tam feminen olan erkekler daha hisli oluyorlar odun gibi kadınlardan..genel manada dememiştm zati kadın her koşulda daha hislidir böböyöm.

gwen dedi ki...

bunun hisle alakası olduğunu sanmıyorum.
bırakın ülkemizi; yere göğe sığdıramadığımız, birçok eseri ülkemizdeki sanatçılara esin kaynağı olmuş hatta parmak ısırtmış Avrupa'da dahi çok yakın bir süre öncesine kadar kadınların sanat akademilerinde eğitilmeleri yasaktı.
Bu yasaktan ötürü sanatla ilgilenen kadınlar, ustaların atölyelerinde gizliden gizliye eğitilirdi.
Öte yandan bu atölyelerde kadınların marifetli ellerinden çıkmış eserlerin birçoğu atölyedeki ustanın eseri gibiymiş anılırdı.
Günümüzde Rodin'in eseri olarak bildiğimiz birçok heykel Camille Claudel'in ihtişamlı ellerinin ürünüdür.
Aynı söylenti insan elini resmetmekteki ustalığı ile tanınmış Osman Hamdi'nin öğrencisi Müfide Kadri için de geçerlidir...

Yorum Gönder